Animatör Genç bana seksi öğretti…
Kaynak : Animatör Genç bana seksi öğretti…
Bense, onun kadar sekse meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse frijit bir kadın oldum çıktım.
Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik. Birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan… Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş.
Gerdek gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da… İlk defa bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı değdi… Zifaf korkumu anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı bekaretimi verdim.
Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o seksi görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım.
Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum.
Kısa sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda benimle sevişirken,
Ne geniş kocam vardı benim… Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile… Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında…
Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı… Yine her boş anında yanımızda biten Hakan… Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları… Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan… Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.
Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler…
Hakan elinde kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
Biraz sonra Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik… Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum.
Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu. Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden… Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş… Hakan bana bakmayı bırakıp isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki kocam elinde içki şişesiyle seslendi,
O da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan… Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına geldi,
Kocam hala uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece… Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle,
O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.
Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf ediyordum ona…
Elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana…
-“Şuna baksana… Nasıl istiyor seni… Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım… Ohhhh… Bebeğim benim… Canımm…”
Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni… Tahrik oluyordum… Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar… Kendimi bıraktım ben de…
Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanım kaynıyordu. Kadınlığımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla…
Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken… Hala koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu… Sonra, bir şeyin farkına vardım.
Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu cinsel organım, etrafı, içleri kaşınıyordu… Sanki vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum.
-“Ne… Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım.
Cevap bile vermedi bana… Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini orama vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla… Dudaklarını yapıştırdı orama… Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu.
-“Mmmm…” diye inledim. “Ohhh… Hakan… Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla… Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp,
-“Amcığını yalıyorum canım… Güzel amcığını… İstemiyorsan bırakayım… Ne diyorsun? Bırakayım mı?”
-“Yoo… Hayır… Asla yapmam, yapamam senin dediklerini… Ben… Ben evli bir kadınım… Kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla…
Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, erkekliğine yaklaştırdı dudaklarımı… Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça…
Kasıklarının erkek kokusu afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni… Sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi… Elimi kasıklarıma apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün… Yanıyordum alev alev… İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu… Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi…
Sonra ağzımdaki cinsel organını çıkarıverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Aletini emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına… Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni… Sonra dudaklarıma da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak aletini okşayarak…
Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti… Korktuğum başıma gelmişti… Gözleri açıktı… Bana bakıyordu… Yanıbaşında çırılçıplak bir erkekle beraber yatakta yatan karısına… Dünya başıma yıkıldı sanki… Utandım, yerin dibine geçtim…
-“Oh, Kadir…” diyebildim.
Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim… Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki…
Anlayamıyordum… Olan biteni kavrayamıyordum… Neler oluyordu bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu… İçime bir şey girmesi, bir erkeklik organının girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta… İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim… Öyle geliyordu bana… Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım,
-“Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…” Oysa sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana,
Bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle kadınlığımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle…
Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert aletin vajinamda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta… Deli kuvveti gelmişti bana…
Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda… Şimdi üstünlük bendeydi… İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran erkeklik organı dibime kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu.
Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi… Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten… Tekrar boşaldım o zevkle… Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik penisi içimde, emrime hazır bir asker gibiydi…
Kadir bana aldırmıyordu bile… Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış aletini içime soktu. O tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine…
Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha… Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum içime… Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi… Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu.
Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan kadınlığımda gidip gelirken, zevk sularımda ıslattığı parmağıyla arka deliğimi okşuyordu.
Önce Hakan’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu aletini… Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi boşalması… Sanki az önce boşalan o değildi…
Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya başlamıştı… Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen aletinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum… Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden o da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden spermlerini akıtıyordu içime… Biri ağzıma, biri amıma…
Bu da beni ateşledi… Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı… Müthiş bir koro halinde, devinip duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık sonunda…
Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı, banyoya girdik hep beraber… İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık… Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu.
Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan aletlerinin temasını, vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti.
Hakan banyo rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında…
Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu.
Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş aletini sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de…
O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı. Onun da kalkmış sikini arka deliğimde hissettim. Hakan’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle kayganlaşan aletinin başını deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu.
Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim… Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım köpüklerin etkisi…
Başı giren alet artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi… İçimdeki aletler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım… Biraz acı… Çokça zevk…
Önde Hakan belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum. Aldığım zevk bitirmişti beni… Hem önümden, hem arkamdan becerilmek… Bayılmıştım buna… Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum.
Hakan arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Arka deliğimi iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim arkama… Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar.
Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi aletlerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni… Sonunda kaçınılmaz sonuç… Orgazm… Katıksız zevk… Küçük ölüm…
Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı… Ben kasılırken içimdeki aletleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı,
Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri… Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık.
Beni görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar. Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden… Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik…
Onun tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var…
Mutluyuz… Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da ikimiz de biliyoruz ki, mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz. Hikayenin sahibe ulaşmak için ara 00881 820 1919